Sürreal bir dünyada kayboluyordum.
Saçlarına tutundum ve ölmek istedim.
Bu hayatı sevmiyorum.
Şeker dolu bir dünyada
10 a kadar sayalım ve buralardan kaybolalım.
Bir daha gelmezdim.
İnanmalısın bana.
Senin için bile gelmezdim.
Sürreal bir dünyada kayboluyordum.
Saçlarına tutundum ve ölmek istedim.
Bu hayatı sevmiyorum.
Şeker dolu bir dünyada
10 a kadar sayalım ve buralardan kaybolalım.
Bir daha gelmezdim.
İnanmalısın bana.
Senin için bile gelmezdim.
Geceleri çokça düşündüm, loş ışıklı bir tuvalette defalarca kendimi ve birkaç kez bilincimi kaybederek.
Bu gece bir geceden farksızdı ancak
birkaç söz bilincimi bir parazitmişcesine işgal ediyordu.
Tekrarlanarak, Kusarak.
Bir sürü var göremeyeceğimiz.
Yaşarken bilemeyeceğimiz.
Öğrenemediğimiz.
Duyamadığımız.
Kusamayacağımız tuvaletler var.
Tekrarlayamayacağımız deneyimler.
—-
Tuvaletler bizim gibiler için güçlü bir ağrı kesiciydi. Düşünmek ve de hayat bağlarını koparmak için kaçılan bir alan.
Daha sonra
oradan ayrıldım,
onu gördüm.
O
İmkansızlıklarla dolu dünyada
oturuyordu masada.
Söylemler dizilmekteydi masaya ve bunlar kafamda görsellere dönüştü.
Devam etti, durmadı.
Ne yazık dedi tok seslerde.
“Olasılıkların içinde perçemlenmiş kaygılarımız.”
Ağlayan çocuk sesleri ve görselleri birebir bir karşılaşma yaşıyordu gözlerimde dayanamadım.
Anlayamadığım bir zaman geçti şimdi üstünden
Ortamda sessizlik hakimdi.
Ve
Sessizlik içinde parçalanıyordu insanlık.
Sonrası ; küçük çocuklar ve içki şişeleri.
O
masadan kalktı, son kez bunu söyledi
“Yalnız, bir olasılık karmaşasında parçalanıyoruz.”
Bu vedayı,
bir dizi konuşmayı bile takip edemeyecek kadar bilinçsiz bakan gözlerim kapandı. Ve toplardamarlarım onu takip etti.
Uyandım
soğuk bir zeminin üzerindeydim.
"İstanbul seni kaybetmiş, ilaçlayıp berbat etmiş"
Hayat fitili, bizim hayatlarımızı temsil ediyor en çabuk tükenen şeyler sıralar halinde tükenip gitmekteler.
Bu fitil
Sonunda elimizde hiçbir şey kalmayıncaya dek erimeye devam ediyor.
Şarkı : İstanbul - Pamela
O sadece yalnız bir ölümdü
biraz hırçın, huysuz ve dilediğini söylemekten çekinmeyen.
Gözleri oyulurken düşünceler aktı,
ağlayamadım. Donakaldım.
Ummazdı bunu benden. Ağlamalıydım.
O sadece yalnız bir ölümdü, bir akşam vakti gölgelerden kopan. İğneler batırdı geceye, hislerini akıttı.
O an hisler ve ölüm derin düşüncelere daldı
Bir arnavut kaldırımı yol ise hislere ve ölüme şahitlik etti.
Kara bir hüzün örttü üstümü. Karanlıkla kol kola yürürken sarhoş adımlarla dosttuk biz her gece. İnsanlardan hiç bu kadar uzak olmamıştım. K...