Geceleri çokça düşündüm, loş ışıklı bir tuvalette defalarca kendimi ve birkaç kez bilincimi kaybederek.
Bu gece bir geceden farksızdı ancak
birkaç söz bilincimi bir parazitmişcesine işgal ediyordu.
Tekrarlanarak, Kusarak.
Bir sürü var göremeyeceğimiz.
Yaşarken bilemeyeceğimiz.
Öğrenemediğimiz.
Duyamadığımız.
Kusamayacağımız tuvaletler var.
Tekrarlayamayacağımız deneyimler.
—-
Tuvaletler bizim gibiler için güçlü bir ağrı kesiciydi. Düşünmek ve de hayat bağlarını koparmak için kaçılan bir alan.
Daha sonra
oradan ayrıldım,
onu gördüm.
O
İmkansızlıklarla dolu dünyada
oturuyordu masada.
Söylemler dizilmekteydi masaya ve bunlar kafamda görsellere dönüştü.
Devam etti, durmadı.
Ne yazık dedi tok seslerde.
“Olasılıkların içinde perçemlenmiş kaygılarımız.”
Ağlayan çocuk sesleri ve görselleri birebir bir karşılaşma yaşıyordu gözlerimde dayanamadım.
Anlayamadığım bir zaman geçti şimdi üstünden
Ortamda sessizlik hakimdi.
Ve
Sessizlik içinde parçalanıyordu insanlık.
Sonrası ; küçük çocuklar ve içki şişeleri.
O
masadan kalktı, son kez bunu söyledi
“Yalnız, bir olasılık karmaşasında parçalanıyoruz.”
Bu vedayı,
bir dizi konuşmayı bile takip edemeyecek kadar bilinçsiz bakan gözlerim kapandı. Ve toplardamarlarım onu takip etti.
Uyandım
soğuk bir zeminin üzerindeydim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder